28 Kasım 2010 Pazar

Sanırsam 8,5 gün, hatta 8 diyelim...

28 Kasım 2010
Bu hafta bir kademe daha ilerledik ve Hint vizemizi aldık. Gerçi henüz gidip pasaportlarımızı teslim almadım ama konsolos amcam tipimize bakıp, evraklarımıza da şöyle bir göz gezdirip "Size dört ay yeter mi?" diye sorunca vizeyi kaptığımıza emin oldum (yalvarmadan ve göz yaşı dökmeden). Tanrım, bir konsoloslukta aşağılanmadan, ikinci sınıf dünya vatandaşı muamelesi görmemek bambaşka bir şeymiş, gurur okşayıcı. Pek alışık değilim tabi onca Avrupa ülkesi için yaptığım vize görüşmelerinden sonra... Yine de alışmamak lazım, bugün böyle olur yarın başka. Hiç bilinmez ne olacağı, politika neticede…
Heyecan seviyesi gittikçe artıyor ve her yeni gün verdiğim kararın ne kadar doğru olduğunu daha da iyi görüyorum. Bir kurtuluş, belki de bir kaçış. Ama o kadar yoruldum ki burada verdiğim mücadeleden; trafiğinden, insanlarından, iş hayatından, iş hayatındaki hırslardan, kalp kırıklarından, gözyaşlarımdan...
Yola çıkıyorum en sonunda, bir şeyleri ardımda bırakıp gidiyorum. Bugün ağzıma sakız ettiğim laf gibi gidişleri, dönüşü olmayacağını düşündüğüm zaman daha çok seviyorum, o yüzden de her seferinde bir veda partisi yapıyorum (hani yoldur ne olacağı bilinmez diye)
Neleri mi özleyeceğim? Muhtemelen sabah ve akşam vapurda kitap okumayı, kızlarla misafiri hiç bitmeyen balkondaki muhabbetlerimizi, rakıyı ve beyaz peyniri (özellikle beyaz peynirsiz bir hayatın beni çok zorlayacağı kesin). Kedimi, elbette dostlarımı ve ailemi. 1 hafta evveline kadar da çok özleyeceğim biri daha vardı, ama bir önceki yazımda da bahsettiğim gibi artık onu özlemek yasak bana. (fakir ama gururlu kızın eski sevgiliye boyun eğmem yasasının onuncu fıkrası)
Bugün de başlangıç noktamız Sri Lanka için bir yol haritası çıkardık. Varış noktası Colombo. Sonrasında doğal rengimizi bulma turları adına Galle şehrindeki plajları keşfetme, Tangalla’da dünyada tek olan sopa üzerine çıkıp balık avlayan adamları izleme, Kandy’nin doğal güzelliği ile kendinden geçme, antik şehirleri olan Polonnuruwa ve Anuradhapura’da soluklanma ve en sonunda da Negombo’ya vararak güneşin ve okyanusun bu bölgedeki raksını izleme ile bitecek 10 günlük Sri Lanka yolculuğunun planını yaptık.
Bu arada uçağımız Sharjah aktarmalı ve havaalanında geçirmemiz gereken 12 saat var. Ama biz 12 saat havaalanında beklemek ve sigara üzerine sigara içmek yerine yarım saat uzaklıktaki Dubai’ye giderek çöldeki bu “yapay” ve çok yakında iflası beklenen şehri görmeye karar verdik.
Çok az kaldı..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder