Yol manzaramız |
Luang Phabang’ı sabah 9 gibi terk ettik. Halk otobüsü yerine küçük turistik minibüslere bindik. İşin komiği ilk defa bu tarz turistik
minibüsler nispeten daha ucuzdu. 6 saat boyunca dağlardan gidecektik. Yol boyunca küçük köylerin arasından geçtik,
Yol manzaramız |
6 saat sonrasından Vang Vieng’e vardığımızda ayağımın değdiği toprağı öpme noktasına gelmiştim artık. Fazla merkezden uzaklaşmadan, hemencecik kalacak bir yer bulup kentin merkezinde dolaşmaya başladık...
Vang Vien |
Vang Vieng hakkında aslında söylenecek
fazla birşey yoktu. Birkaç caddeden ibaretti ve bu caddeler de turistlere hitap
eden restoranlar ve barlarla doluydu. Burası Laos’un turistik eğlence
merkeziydi. Gündüz dünyanın her tarafından gelen gençler kentin tam ortasından
geçen nehirde ‘tubing’ denen bizim traktör lastiğine benziyen can simitleri
üzerinde rafting yapıyorlardı. Yaparken de eğlencelerini süslesin diye de bol
bol içiyorlardı. Tabi can simitlerini teslim ettikten sonra da buradaki barlarda
eğlencelerine devam ediyorlardı. O yüzden de her yerde sarhoş naraları
geliyordu. Naraların gelmediği diğer bar ve restoranların hemen hemen hepsinde
ya Family Guy ya da Friends gösteriliyordu. Masalarda oturanlar da pür dikkat
televizyon izliyorlardı. Kendimi başka bir boyutta hissettim. Gelmeden evvel,
burası ile ilgili duyduğum yerel halkın sitemlerini daha iyi anladım. Turizmin
malesef olumsuz olarak etkilediği, kirlettiği ve doğal kaynakları tehdit ettiği
bir kasabadaydım, yine.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder